Anahtar Parti’den su krizine çözüm önerileri – Kastamonu Açıksöz Haber

Anahtar Parti İl Başkanı Av. Onur Göksu, 22 Mart Dünya Su Günü’nde Türkiye’nin su kaynaklarının kritik bir dönemde olduğunu vurguladı. Su krizi, sadece çevresel bir mesele değil, aynı zamanda milli güvenlik sorunu haline geldiğini belirtti. Bilinçsiz su tüketimi, ruhsatsız su kuyuları, tarımsal israf ve uluslararası baskılarla Türkiye’nin hızla su fakiri olma yolunda ilerlediğini söyledi ve şunları ekledi:
‘TÜRKİYE’YE SU KONUSUNDA DAYATMALAR YAPILMAKTADIR’
“Türkiye’nin su potansiyelinin yaklaşık üçte biri Fırat ve Dicle havzasında bulunuyor. Hidroelektrik enerji üretimimizin yaklaşık %60’ı bu bölgedeki barajlardan sağlanıyor. Ancak uluslararası baskılar artarak devam ediyor. 2014 yılında yürürlüğe giren BM Su Yollarının Ulaşım Dışı Su Kullanımına İlişkin Sözleşme ve Avrupa Birliği müzakereleri kapsamında Türkiye’ye su politikaları konusunda dayatmalar yapılmaktadır. Suriye’nin doğusunda kurulmak istenen devletin uzun vadeli hedeflerinden biri de bu havzada genişlemektir. Türkiye’nin bu konuda çok daha güçlü bir diplomatik duruş sergilemesi gerekiyor.”

Anahtar Parti İl Başkanı, Türkiye’de 186 gölün kuruduğunu ve Tuz Gölü, Akşehir, Sapanca, Manyas, Beyşehir, Eğirdir ve Burdur göllerinin hızla kuruduğunu belirterek, bunun bölgesel iklim değişikliği ve tarımsal verimliliğin düşmesine neden olduğunu vurguladı. Yanlış sulama politikaları ve sanayi atıkları nedeniyle su kaynaklarının hızla tükenmeye devam ettiğini ifade etti.
‘KURUYAN GÖLLER TARIMSAL ÇÖKÜŞE YOL AÇIYOR’
Göksu, kuruyan göllerin ekolojik yıkım, hava kirliliği ve tarımsal çöküşe yol açtığını belirterek, Türkiye’nin mevcut su kaynaklarını korumakla yetinmemesi ve deniz suyu arıtma ile gri su geri dönüşüm projelerini artırması gerektiğini söyledi. Konuşmasında, Türkiye’nin üç tarafı denizlerle çevrili olmasına rağmen içme suyu kaynaklarının hızla tükendiğine dikkat çekti.
Suyun yalnızca günlük yaşamımızı sürdürebilmemiz için değil, enerji üretiminden tarıma, sanayiden diplomasiye kadar birçok alanda hayati öneme sahip olduğunu söyleyen İl Başkanı, Türkiye’nin gelecekte su krizi yaşamaması için uzun vadeli ve kapsamlı bir su yönetimi politikası geliştirmesi gerektiğini vurguladı ve gerekli çözüm önerilerinde bulundu. Çözüm önerileri şu şekilde:
-Sınırları aşan sularımızdan olan Fırat ve Dicle nehirlerimiz için ulusal su stratejisini oluşturmak ve güçlü diplomatik adımların atılması,
-Ruhsatsız su kuyularının kayıt altına alınması ve sıkı denetimlerin artırılması
-Yeraltı su rezervlerinin korunması ve anlık izlenmesi,
-Yeraltı baraj sayısının artırılması ve modern tarım tekniklerine geçişin sağlanması,
-Deniz suyu arıtma ve gri su geri dönüşüm projelerinin artırılması,
-Su yönetimini tek bir çatı altında toplayacak “Su Bakanlığı’nın kurulması.
‘MİLLİ EGEMENLİK KAYBI İLE KARŞI KARŞIYA KALABİLİRİZ’
Anahtar Parti İl Başkanı, suyun sadece çevresel değil, aynı zamanda Türkiye’nin jeopolitik ve ekonomik bağımsızlığını doğrudan etkileyen bir faktör olduğunu belirterek, su kıtlığını önlemek için acilen harekete geçilmesi gerektiğini vurguladı. Suyun stratejik bir unsur olarak görülmesi gerektiğini ve merkezi bir su yönetimi kurulması gerektiğini ifade etti. Ayrıca, suyun ticari bir mal haline gelmesine yol açan politikaların terk edilmesi gerektiğini belirtti. Aksi takdirde Türkiye’nin ekolojik felaket ve milli egemenlik kaybı ile karşı karşıya kalabileceği uyarısında bulundu.